
Ocean’s serisinin üçüncüsü Ocean’s Thirteen (Ocean's 13), Reuben ile (Elliott Gould) Las Vegas’ta yeni bir kumarhane kurmak için ortak olan, ancak onu dolandıran Willie Bank’ten (Al Pacino) intikam almak ve bunun için de kumarhanesinin açılış gecesinde onu iflas ettirmek isteyen Danny Ocean’ın (George Clooney) ekibini tekrar toplamasını ve -serinin önceki filmlerini izleyenlerin tahmin edeceği gibi- muazzam bir soygun planını devreye sokmasını konu alıyor.
Filmin en büyük artısı büyük usta Al Pacino. Oynadığı her sahnede yeteneği ve karizmasıyla adeta şov yapıyor. Brad Pitt ve George Clooney ise her zamanki gibi adlarına yakışır bir oyunculuk sergiliyorlar. Önceki iki filmin aksine Ocean’ın ekibinde bayan yok, ancak Willie Bank’in “sağ kolu” olan Ellen Barkin zarafetiyle zaten bu eksiği dolduruyor. Bu arada, “Malloy Kardeşler”i canlandıran Scott Caan (Turk) ve Casey Affleck’in (Virgil) muhteşem uyumuna değinmeden geçemeyeceğim. Önceki filmlere kıyasla bu ikili, bu filmde daha çok ön planda ve yer aldıkları tüm sahneler izleyiciye eğlenceli anlar yaşatıyor.
Ocean’s Thirteen, serinin diğer filmlerinin aksine daha anlaşılır ve daha eğlenceli bir senaryoya sahip. Hikayenin kurulduğu ilk bölümde bile, izleyiciyi sıkmadan konuya dahil ediyor. İlk filmde, ve yine son dönemde birçok yapımda olduğu gibi “bulmacanın parçaları” filmin sonunda “bir anda” yerine oturmuyor, tam tersine hikaye ilerledikçe sonunu yavaş yavaş tahmin eder hale geliyorsunuz. Filmde yer alan ince espriler, izleyicinin hoşça vakit geçirmesini sağlıyor. Özellikle Andy Garcia’nın Oprah Winfrey’e verdiği cevaplar, deyim yerindeyse, izleyiciyi kırıp geçiriyor.
Kısacası Ocean’s Thirteen, Hollywood’da örneğine çok fazla rastlanmayan, “ilk filmin başarısını gölgede bırakan” bir yapım. Thirteen, size eğlenceli ve dopdolu iki saat vaat ediyor. Hoşça vakit geçirmek, ve her şeyden önemlisi, bir yıldızlar geçidi görmek istiyorsanız kaçırmayın derim.
0 yorum:
Yorum Gönder