8 Temmuz 2008 Salı

Hancock - Eleştiri

Yaz filmlerini severim... Yaz günlerinin o bunaltıcı sıcağında, hem eğlenmek hem de dinlenmek için idealdirler... Üstelik gişe rekortmeni "blockbuster"lar "mutlaka" yaz dönemlerinde izleyiciyle buluşur.

Bunlardan biri de Hancock. Hancock, beyaz perdede pek eşine rastlayamadığımız bir süperkahraman. Superman, Spider-Man ve Batman gibi popüler kahramanlardan ayrılan yanı yaşam tarzı. Sokakta yatıyor, içki şişesini elinden düşürmüyor, ağzı bozuk ve onu ayrı kılan daha nice özellikleri var.

Hancock'un bir özelliği de tamamen "özgün" bir karakter olması. Yani bir çizgi-roman uyarlaması değil. Bu özgün senaryonun 12 yıllık bir geçmişi var. Film için her ne kadar Michael Mann ve Tony Scott gibi yönetmenlerin adı geçmiş olsa da Hancock, The Kingdom ile kendini ispatlayan Peter Berg tarafından yönetildi. Mann ise Will Smith ile birlikte yapımcı koltuğunda.

Orjinal bir senaryo, mükemmele yakın görsel efektler, iki defa Oscar adayı olmuş gişe avcısı Will Smith ve Oscar'lı güzel aktris Charlize Theron... Mükemmel bir karışım. Will Smith'in o tarif edilemez yüz ifadesi, bıkkın bir süperkahramanı olağanüstü bir gerçeklikte resmediyor. Görsel efektlerin kalitesi, benzersiz aksiyon sahneleri ve "fizik kurallarına" uygun hareket eden cisimler sizi görselliğe doyuruyor. Her ne kadar Charlize Theron'un "aksiyona dahil olduğu" sekanstan sonra yaşanan romantizm Hancock'un asıl meselesinden bizi uzaklaştırsa da, ve yine her ne kadar Hancock karakteri derinlemesine analiz edilmemiş olsa da; izleyici filmin sonunda, gayet tatmin olmuş bir şekilde salonu terk ediyor. Ve böylece Hancock, vaad ettiği aksiyon ve komediyi yerine getirerek bir yaz filmi olarak amacına ulaşıyor.

Bir söz de oldum olası takdir ettiğim ve beğenerek izlediğim, favori aktörlerimden olan Will Smith için... Daha çok bilim-kurgu ve aksiyon janr'larını tercih eden, oyunuculuğunu dramalarda iki Oscar adaylığı ile kanıtlayan Smith'in filmografisi gösteriyor ki, Will Smith bir filmde başrolde ise o filmin yüksek gişe hasılatı getirmesi garantidir. Bu yüzden ben, bu filmin bir serinin habercisi olduğunu düşünüyor ve Hancock'a bir devam filmi bekliyorum.


Bu yaz sinemalarda adeta bir görsel şölene tanıklık ediyoruz. Önce Indy kapımızı çaldı, sonra Wanted. Dreamworks'ün Kung Fu Panda'sı ve Oscar'a doymayan Pixar'ın son şaheseri WALL-E de bu yazın bombalarından. Fakat asıl bomba 25 Temmuz'da patlayacak: The Dark Knight.

0 yorum: